Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
GA_googleFillSlot("yararlibilgiler336280");
DİVAN EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ
Gazel Aşk şarap [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] tabiat güzelliklerini terennüm eden gazel 5-15 beyitten meydana gelmiştir. Gazelin ilk beytine matla (şiirin doğduğu), son beytine makta (şiirin kesildiği) denir. Makta beytinde gazelin kafiye ve ölçüsüne karar verilir. Makta beytinde şairin mahlası bulunur. En güzel beyit ise beytül-gazel adı [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] anılır. Konu bütünlüğü olan gazele yek-ahenk, her beyti çok güzel olan gazele yek-avaz adı verilir. Divan şiirine en çok kullanılan nazım şekillerindendir. Bu sahada Fuzulî, Baki, Nedim gibi şairler mükemmel örnekler vermişlerdir. Gazelin kafiye düzeni aa, ba, ca, da, ea, fa şeklindedir
Aruzun uzun kalıplarıyla yazılır, bu yönü itibariyle mesneviden ayrılır. Gazeli oluşturan mısraların ortasında iç kafiye varsa buna musammat gazel denir. “Kamu bimarına canan deva-yı derd eder ihsan ihsan Niçin kılmaz bana derman beni bimar sanmaz mı” Hasılım yok ser-i kuyunda beladan gayrı Garazım yok, reh-i aşkında fenadan gayrı. a a Matla beyti Ney-i bezm-i gamem ey ah ne bulsan yele ver Oda yanmış kuru cismimde hevadan gayrı b a Hüsn-i matla Perde çek çehreme hicran [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ey kanlı sirişk, Ki gözüm görmeye ol mehlikadan gayrı c a Yetti bîkesliğim ol gâyete kim çevremde Kimse yok çizgüne girdâb-ı belâdan gayrı d a Ne yanar kimse mana âteş-i dilden özge Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı e a Beytül-gazel Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbıb ki bu seyl Komadı hiç imaret bu binâdan gayrı f a Hüsn-i makta Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyem Ne temettu bulunur bende sadâdan gayrı g a Makta beyti Kaside: Herhangi bir konuyu veya kişiyi övmek maksadıyla yazılmış, aa, ba, ca, da, ea, fa kafiye düzeniyle süren 33-99 beyitli manzumelerdir. İlk beyte matla, son beyte makta, şairin mahlasının geçtiği beyte tac beyit en güzel beyte beytül-kasid denir. Kasidenin giriş kısmına teşbib veya nesib denir. Övgüye başlanan beyte girizgah, denir.
Diğer bölümleri medhiye (övgü), fahriye (övünme) ve duadır. Kasideler ya nesib veya teşbib bölümüne göre. bahariye, şitaiye, ramazaniye; redif veya kafiyesine göre [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kasidesi, kaside-yi raiyye, kaside-yi mimiyye vb. isimler alır. Konularına göre tevhid, münacat, nat, mersiye gibi adlar verilir. Baki, Fuzulî, Nefî bu sahada güzel örnekler vermiştir
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su a a Matla beyti Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su b a Zevk-i tîginden aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk Kim mürûr ilen bıragur rahneler dîvâre su c a Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânın sözün İhtiyât ilen içer her kimde olsa yare su d a Suya versin bâğbân gülzârı zahmet çekmesin Bir gül açılmaz yüzün- tek verse min gülzâre su e a Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına Hâme-tek bahmakdan inse gözlerine kare su f a Ârızın yâdıyle nem-nâk olsa müjgânım nola Zâyi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su g a Gam günü etme dil-i bîmârdan tîgin dirîg Hayrdır vermek karanu gicede bîmâre su h a İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et Susuzam bir kez bu sahrâda menümçün are su i a Men lebin müştâkıyam,
zühhâd kevser tâlibi Nitekim meste mey içmek hoş gelir, hüşyâre su j a Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş-reftâre su k a Su yolun ol kûydan toprağ olup dutsam gerek Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su l a Dest-bûsı ârzûsiyle ger ölsem dostlar Kûze eylen toprağım sunun anınla yâre su m a İçmek ister bülbülün kanın meğer bir reng ile Gül budağının mizacına gire kurtara su n a Yümn-i natından güher olmuş Fuzûlî sözleri Ebr-i nîsandan dönen tek lülü-i şeh-vâra su o a Taç beyti Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam Çeşme-i vaslın vere men teşne-i dîdâra su p a Makta beyti Mesnevi: Mesnevi, her beytinin mısraları kendi aralarında kafiyeli olan nazım şeklidir.
Mesneviler hikâye, tarihî, dinî,tasavvufî, ahlâkî vb. konularda yazılmış olan uzun manzumelerdir. Aruzun kısa kalıplarıyla yazılır. Kafiye bulma kolaylığı sayesinde oldukça uzun yazılanları vardır (12000 beyit). Beş mesnevisi olan şaire hamse sahibi denir. Gazele göre edebî sanatlar azdır.
Bir eşek var idi zaîf ü nizâr Yük elinden katı şikeste vü zâr a a Matla beyti Gâh odunda vü gâh [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] idi Dün ü [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] kahr ile kısuda idi b b Ol kadar çeker idi yükler [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ki teninde tü komamışdı yağır c c Nice tü, kalmamışdı et ü deri Yükler altında kana batdı deri d d Arkasından alınsa pâlânı Sanki it artığıydı kalanı e e Bir gün ıssı ider himâyet ana Yani kim gösterir inâyet ana f f Aldı pâlânını vü saldı ota Otlayarak biraz yürüdü öte g g Gördü otlakda yürür öküzler Odlu gözler ü gerlü göğüzler h h Boynuzı bazısının [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bigi Kiminün halka halka yay bigi i i Şarkı Divan şiirine Türklerin kazandırdığı bir nazım şeklidir.
Şarkıda ilk bendin dördüncü mısraı bütün bentlerde tekrarlanmaktadır. Nazım birimi, kafiye şeması bakımından koşmaya benzer. Ölçü, beste, dil ve anlatım yönünden koşmadan ayrılır. Buna nakarat denir. Şarkılar bestelenmek Yine oldum esîri âh bir şûh-ı sitemkârın Ki dilber sevmemiş, bilmez belâsın âşık-ı zârın Ne kâfirliklerin gördüm ben ol zülf-i siyehkârın, O ebrûnun, o zâlim gamzenin ol çeşm-i mekkârın a a a O tıfl-ı nâzı gördüm rûyine hurşîd eser etmiş Haberdâr olmamıştım, sonra bildim neylemiş netmiş Meğer zâlim kaçıp tenhâca Sadâbâda dek gitmiş Temâşâ eylemiş âlâyını şevketlü hünkârın b b b a Gezermiş kasrın etrâfında yer yer tâze meh-rûlar Mükehhal gözlü, şîrîn sözlü, Leylî yüzlü âhûlar Hemân alkış sadâsın andırırmış çağlayan sular, Ederlermiş duâsın pâdişâh-ı madelet-kârın c c c a Güzelsin, bî-bedelsin, şûhsun, âlüftesin cânâ! Söz olmaz hüsnüne, gelmez nazîrin [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] hakkâ! Senin her cevrine bin cân ile sabreylerim ammâ, Beni pek öldürür ey bî-vefâ ellerle bâzârın d d d a
Kaside
Daha çok din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan şiirlerdir Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir. Kaside 6 bölümden oluşur:
Birinci bölüm 15-20 beyitliktir. Bu ilk bölüme, aşıkane duygular yer alıyorsa "nesib", bahar, tabiat, bayram gibi konulara değiniliyorsa "teşbib" adı verilir.
İkinci bölüm girizgah ya da girizdir. Genellikle tek beyitten oluşur ve burada şair medhiyeye (övgüye) geçeceğini bildirir. Girizgah konuya uygun ve nükteli olmalıdır.
Üçüncü bölüm medhiyedir. Bu bölümde asıl konu anlatılır. Beyit sayısı konuya ve şaire göre değişen medhiye bölümü kasidenin en sanatlı beyitlerini içerir.
Kasidenin dördüncü bölümü tegazzüldür. Tegazzül, 5-12 beyit arasında değişir Kasidenin başında ya da sonunda yer alabilir. Bu bölüm her kasidede bulunmayabilir.
Beşinci bölüm fahriyedir. Şair bu bölümde de kendisini över
Kasidenin son bölümü duadır. Bu bölümde önceki beyitlerde övgüsü yapılan kişi için dua edilir
Kasideler, nesib bölümünde ele alınan konuya göre göre kaside-i bahariyye, kaside-i ramazaniyye, kaside-i hammamiyye olarak adlandırılır. Uyaklarına göre r harfi ile bitiyorsa kaside-i raiyye, l harfiyle bitiyorsa kaside-i lamiyye, m harfiyle bitiyorsa kaside-i mimiyye diye anlandırılır. Rediflerine göre de, tevhid, münacaat, methiye diye bölümlenir. Kasidenin en güzel beyiti "beyt-ül kaside"dir. Şairin adının geçtiği beyite ise "tac beyit" denir.
Gazel
Divan edebiyatının en yaygın kullanılan nazım biçimidir. Önceleri [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] edebiyatında kasidenin tegaüzzül adı verilen bir bölümü iken sonra ayrı bir biçim halinde gelişmiştir. Gazelin beyit sayısı 5-15 arasında değişir. Daha fazla beyitten olaşan gazellere müyezzel ya da mutavvel gazel denilir. Gazelin ilk beyti "matla", son beyti ise "makta" adını alır.
Matla beytinin dizeleri kendi aralarında uyaklıdır (musarra). Sonraki beyitlerin ilk dizeleri serbest ikinci dizeleri ilk beyitle uyaklı olur. Birden fazla mussarra beytin bulunduğu gazel "zü'l-metali", her beyti musarra olan gazel ise "müselsel" gazel adıyla bilinir. İlk beyitten sonraki beyte "hüsn-i matla" (ilk beyitten güzel olması gerekir), son beyitten öncekine "hüsn-i makta" (son beyitten güzel olmalı gerekir) denir.
Gazelin en güzel beyti ise "beytü'l-gazel" ya da "şah beyit" adıyla anılır bunun yeri ya da sırası önemli değildir.
Bazı gazellerin matlasını oluşturan dizelerden birinci ya da ikincisinin matkasının ikinci dizesi olarak yenilenmesine "redd'i-matla" denir. Şair mahlasını (şairin takma adı, ya da tanındığı ad) maktada ya da "hüsn-i" maktada söyler. Bu durumda beyit ikinci bir adla "mahlas beyti" ya da "mahlashane" olarak anılır. Şairin mahlasını tevriyeli kullanmasına "hüsn-i tahallüs" denir.
Dize ortalarında uyak bulunan gazele musammat, sonu getirilmemiş ya da beyit sayısı 5’in altında bulunan gazellere de natamam gazel denir. Başka şairlerin birkaç dize ekleyerek bend biçimine dönüştürdüğü gazellere "tahmis", "terbi" adı verilir. Bütün beyitlerinde aynı düşüncenin ele alındığı gazeller "yekahenk gazel", her beyti öncekinden ustalıklı biçimde söylenmiş gazeller de "yekavaz gazel" olarak adlandırılır.
Gazeller konularına göre de çeşitli isimlerle tanımlanır aşka ilişkin acı mutluluk gibi içli duyguların dile getirildiği gazeller "aşıkane içki, yaşama boş verme, yaşamdan zevk alma gibi konularda yazılanlara "rindane" denir. Aşıkane gazellere en iyi örnek Fuzuli’nin gazelleri, rindane gazellere en iyi örnek ise Baki’nin gazelleridir. [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]ları ve ten zevklerini konu edinen gazeller ise, örneğin Nedim’in gazelleri, "şuhane", öğretici nitelikli gazellere, örneğin Nabi’nin gazelleri, "hakimane gazel" denir.
Gazeller eskiden bestelenerek okunurdu. Özelikle bestelenmek için yazılmış gazeller de vardır Gazelleri makamla okuyan kişilere "gazelhan gazel yazan usta şairlere ise "gazelsera" adı verilir. Gazel Türk müziğinde ise şiirin bir hanende tarafından doğaçtan seslendirilmesidir. Sesle taksim olarak da bilinir.
tfrRubai
Kendine özgü bir ölçüsü olan 4 dizelik (mısralık) nazım birimidir. Rubailerde birinci, ikinci, dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize serbesttir. İki beyitlik kıtalar biçiminde yazılmış rubailer de vardır. Her dizesi birbiriyle uyaklı rubailere "rubai-i musarra" ya da "terane" adı verilir. Rubainin aruzun hezec bahrinden 24 kalıbı bulunur. Bunlardan mef'ulü birimiyle başlayan 12 kalıba "ahreb", mef'ulün birimiyle başlayan öbür 12 kalıba da "ahrem" denir. Kalıpların sonu "faül" ya da "fa" birimiyle biter.
Rubainin her dizesi ayrı bir ölçüde olabildiği gibi, dört dizesi de aynı ölçüde olabilir. Türk divan şiirinde daha çok ahreb kalıbına rastlanır. Rubailer genellikle mahlassız şiirlerdir. Ve divan şairlerinin divanlarının sonunda rubaiyyat başlığı altında sıralanırlar. Bu türün tartışmasız en büyük şairi Ömer Hayyam’dır.
Türk edebiyatında Mevlana’nın Farsça yazdığı felsefi rubiler bu türün hızla yayılmasına neden oldu. Kara Fazli, Fuzuli 16. yüzyılda bu türün en usta örneklerini verdiler. Divan edebiyatında 17. yüzyıl rubainin [Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] çağı oldu. Azamizade Haleti, yazdığı bin kadar rubai ile en büyük Osmanlı rubai şairi olarak tanındı.[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] döneminin en büyük rubai ustası ise Yahya Kemal Beyatlı’dır.
Musammat
Bendlerden kurulu nazım biçimlerine (murabba, muhammes, müseddes, müsebba, müsemmem, mütessa, muaşşer, terbi, tahmis, taşdir, tesdis, tesbi, tesmin, tes-i, taşir, terkib-i bend ve terci-i bend) verilen genel addır. İlk bende geçen dize ya da beyitlerin, öbür bendlerin sonunda aynen yinelenmesiyle düzenlenen musammatlara mütekerrir musammat denir. İlk benddeki dize ya da beyitlerin, öbür öbür bendlerin sonundaki dize ve beyitlerle yalnızca uyak bakımından uyuşması durumunda musammat müzdevic musammat adını alır.
Terci-i bend / terkib-i bend
Uyakları gazel biçiminde düzenlenmiş "hane" adı verilen 5-10 beyitlik şiir parçalarının (genellikle 5-12 hane) "vasıta" denen ve sürekli yinelenen bir beyit ile birbirine bağlanmasından oluşan nazım biçimidir. Vasıta beyitinin her hanenin sonunda değişmesi durumunda şiir terkib-i bend olur.
Müsemmem
Sekiz dizeden oluşan bendler halinde yazılmış musammatlardır.
Tuyuğ
Halk edebiyatındaki mani türüne benzer tarzda yazılmış musammatlardır. Çoğunlukla her beytinin birinci ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklıdır.
Tahmis
Bir gazelin her iki dizesinin başına aynı ölçüde üç dize ekleyerek oluşturulan nazım biçimidir. Tahmis genellikle başka bir şairin gazeline yapılırsa da, kendi gazellerinden tahmis oluşturan şairler de vardır. Başarılı bir tahmis'te asıl beyit ile eklenen dizeler anlam bakımından kaynaşmış olmalıdır.
Tardiye
Beş dizelik bentlerden oluşan musammat türüdür.
Taşdir
Kaside, gazel, mesnevi gibi şiirlerin girişine konulan tanıtma dizeleri taşdir adıyla tanımlanır.
Tesdis
İkili dizelerler yazılmış bir gazelin her beytine dört dize daha ekleyerek altılı beyitler haline getirilmiş gazel türüdür. Tahmis türünde olduğu gibi genellikle eksik gazellere uygulanır.
Tesbi
İkili dizelerler yazılmış bir gazelin her beytinin matlasına 5 dize daha eklenerek yedili beyitler haline getirilmiş gazel türüdür. Tahmis ve tesdis türünde olduğu gibi genellikle eksik gazellere uygulanır. Eklenen dizelerin kafiyesi, mevcut dizelerle aynıdır.
En son AGRILI04 tarafından Paz Mart 28 2010, 12:41 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi